© 2022 Tüm hakları saklıdır. Developped by ordek.co .

son abdal

Temmuz 23, 2024
ahmet ayberk aykul

Paylaş

son abdal, mutsuzdu. doğduğu günden beri. mesela mutsuz bir çocuktu ve mutsuz geçirdi ergenliğini. hep mi mutsuzdu, hayır değildi. aşık olmadığı zamanlarda mutsuz, mutsuz olmadığı zamanlar aşıktı. bunu üç yaşında öğrendi. son abdal üç yaşından beri güzelin peşindeydi.

kafası elleri kocaman bir bebekti. başını taşıyamazdı küçükken, abdalın annesi öyle derdi. abdal ağlamaz uslu bir çocuktu, büyük adam gibiydi, düşünceliydi. bebek bezi reklamlarında oynayacak kadar güzeldi. öyle derdi abdalın annesi, annesi onu çok çok severdi.

tel sarar abdal tel sarar, tel bulamazsa ne sarar.

abdalın annesi nur gibi kadındı, pembe yanaklı. tek başına büyüttü abdalı, güçlü kadındı, allah inançlı. daha karnındayken, abdalın öldüğünü görmüştü. bazen bu rüyadan, çok korkardı.

2 yaşında 20 kilo abdalı, her gün beşinci kattaki bakıcısına taşıdı. abdal ilk defa bu evde keşfetti, insan bedeninin mucizelerini. ve bedenin sınırlarını. ve canının acısının, bedenine ait olmadığını.

bir keresinde düşkün bir yazar sesini zamana benzetmişti, son abdal bunu pek hoş bulurdu. Abdal çok güzel çocuktu. sonra yüzü uzadı.

son abdal sizden biriydi. kandı. kandırdı. kandırıldı. şişmandı çocukken boyuna verdi kiloları. doğuluydu. çekingendi. doğululuğu kan gibiydi tutardı. yine de herkes gibiydi. anadan doğma. babadan korkma. büyüdü. liselere gitti. sevdi. nefret edildi. sabahları iki bacaklılığına hayret ederken insansoyunun. pantolonla işe gitti.

son abdal önce leylayla mecnundan, kör aşıklardan ve kızlarla yan yana oturmanın yasak olduğu okulların edebiyat hocalarından dinledi aşkı sevgiyi. büyüdüğü yerde ibrahim aşk arabeskti erkal.

son abdal biraz yavaştı. aşkı türkçe öğrenmenin ağırlığından. ve hafız divanından. ve ağır başlardan. ve kardan kıştan. ve çeşmelerden. ve uzakyollardan. ve dağların ardından. ve insan vücudunun bulucu ayıplığından.

son abdal herkes gibiydi, abdallığı kaderdi. şanslı, seçici ve kademeliydi. düşkünlerle erken yaşta tanıştı. erken yaşta kullanıldı. hep erken yaşta ekti büyük sözleri toprağına. su ve sevgi verip büyüttü çılgınlığını.

son abdal en güzeli bulmadan hiç durmazdı. ama hep bulurdu. hep bulurdu en güzeli öğrenci yurtlarında, çatılarda, faustta, tükenmiş siyasiyabend biletlerinde, camdan kalemlerde, ayak bileklerinde, yalandolanda, tekno kulüplerinde, ve danimarkada, ve üçte, dörtte, sekizde, ötekiliğinde ve yırtıcı kuşlarda ve amerikan edebiyatında da en güzeli hep bulurdu.

işi gücü insandı son abdalın. taklitçiydi. herkesin derdinden pay kovalardı. bel kıvrımlarını ve boyun kas hareketlerini ezberlemekte üstüne yoktu. son abdal haylazdı. haylazdı marquez’den. garipti döşamptan ve orhan veliden. bir ömür gitti güzelin peşinden.

son abdal öğretmeye değil, sizden öğrenmeye geldi. son abdal yoldaydı. yolu sizden de geçti. son abdal size en eski dostunuzu hatırlatmaya geldi.

son abdal büyük saatlerde sizi yalnızlığınızla barıştıracak. babalara çocuk başı sevdirecek ve aşka kötü söz söyleyeni yedi köyden kovdurup hepsini bir köyde istifleyecek.

son abdalın yolculuğu size hatırlatmaya geldi en eski dostunuzu. ancak nedenlerin sonuç doğurduğunu. ve aynı nedenlerin aynı sonuçları doğurduğunu. sonsuz tekrarını yani insan yalnızlığının. gönül gözünüzün nasıl lal olduğunu.

hiç önemli olmadığınızı. hatta bazen sırf insan istatistiğinin dokunulmazlığı için başınıza gelenlerin başınıza gelmek durumunda olduğunu. hatta çok önemli bir günün öncesinde kırılan kolunuzun dikkatsizliğinizden değil de böylesi bir tragedyanın hala izleyici bulmasından olduğunu. her şeyin anlamsızlığından her şeyin eşit anlama geldiğini. tüm kurallarını öğrenerek insan bedeninizin ait olduğu dünyanın, insanlığınızın ait olduğu güzele yaklaşabileceğinizi.

allahın dışına açılan kapının yokluğunu. sonsuzluğu aranızda aramayı unuttuğunuzu. kırılmış zamanın sizi beklemediğini. zamanına tükenmekten artık iyice yaşlanmış insanlığınızı. içinizdeki sesin aşık olduğu fakat nasıl duyulur unuttuğu, insanlığınıza küskün bir sesinizin daha varlığını.
sürekli yalnızlığınızın yalnız bırakanını.
hatırlatmaya geldi en eski dostunuzu.

son abdal tel tel saracak yolculuğuna sizin güzelliğinizi.

son abdalın abdallığında hatırlamak var daha çoğunu. son abdal sizlere unutulmuş hikâyelerini anlatacak aşk yolundakilerin. aşka sürekli yakınlığını güzel peşindeliğinin.

aşka bir türlü sahip olamadıkları için
güzele giden yolun yazdığı milyonlarca kütüphaneyi
anlatacak size
yakıp kül ettiği çirkinlerin.

tel sarar abdal tel sarar, tel bulamazsa ne sarar.

ancak en çok istediğinizden verdiğinizde
farklı bir neden yaratabileceğinizi
sonsuz tekrarında insansoyunun
ve kırmızının, gözün, çiçeğin ve salı günlerinin
bir bir tersini bulmakta çaresi
huzursuz yalnızlığının.

son abdal bir türlü sevemezdi ellerini. kıvırcık saçlı, geniş omuzlu.
son abdal. güzelin son erdemli kölesi, son çocuğu. hatırlatmaya geldi en eski dostunuzu. delikanlı sevdalı adamakıllı.


görsel: Afternoon Angels Photography by Laura Marie Cieplik, Art Direction by Arthur Morisset


Diğer Yazılar

denize çıkan merdivenler

Hemen her konu için betimlemesi, imgelemesi ya da metaforize edilmesi mümkün olan merdiven kavramı; mimari bir terim…

yansıma

Arka kapıyı açık tutuyorsun bir rüzgar veya bir ses girsin diye değil zamanı geldiğinde rahatça kaçabilmek için, tan…

sanat olarak sinema veya yükselteç olarak sinema

23 yıldır sinema seyircisiyim. Gördüğüm yüzlerce film sonrasında sanat sineması ile ilgili görüşlerimi 10 maddede şö…



© Tüm hakları saklıdır. Developped by ordek.co .