© 2022 Tüm hakları saklıdır. Developped by ordek.co .

Albatros Öyküleri I

Aralık 27, 2022
Ardıl Deniz Akdağ

Paylaş

Yıl: 1975, Yer: Santa Clara, Che Guevara Mozolesi

Ne haber Fişek? Görüşmeyeli uzun zaman oldu; lütfen beni bağışla Maria ile 20. yılımızı kutluyorduk. Ekvator’a, Galapagos Adasına gittik. Eşsiz güzelliklere sahip bir yerdi doğrusu. Okyanusu, ormanları… Tabiatın ütopyasıydı adeta. Tabiatı insanların katliamlarına uğramamış daha. Yanımda Maria olunca her yer güzel geliyor bana ama bu kez ritmimi bozan, çok etkilendiğim, sarsıcı bir olaya şahit oldum.

O sabah güzelce kahvaltı etmiştik; sonra çıkıp plaja gittik. Plajın hemen arka tarafında bulunan bir restoranın önü polisler ve meraklı insanlarla doluydu. Restoranın önüne gelip kalabalığa ne olduğunu sorduğumda bana birinin intihar ettiğini söylediler. İçeri girip olanlara bakmak istedim ama polisler zorluk çıkardı. “Ben doktorum, ismim Alberto Granado, çekilin belki yardımım dokunur” desem de bana, içeride doktorların olduğunu ve müdahale ettiklerini söylediler. Polislerle tartıştığım esnada adamın cesedini üzerinde beyaz bir örtü ile çıkardılar. Kolu sarkmıştı ve kolunda “M-26, VIVA Fidel” dövmesi vardı, o esnada içime karabulutlar çöktü. Örtüyü kaldırıp, yüzünü görmek istedim ama polisler izin vermedi. Onun kim olduğunu sordum; bilgi veremeyeceklerini söylediler. Bizi dışarı aldılar, sonra bir gazeteci yanıma gelip benimle tanışmak istedi. Onu kırmayıp kabul ettim. İntihar eden adamın kim olduğunu sorduğumda, isminin “Gael Garcia Bernal” olduğunu ve Meksikalı olduğundan bahsetti. Fotoğrafını çektiğini söyledikten sonra, fotoğrafı görmek istediğimi belirttim.

Ofisine gittik ve intiharın şaşkınlık verici, acı ayrıntılarını öğrendim. Aylar önce eşiyle beraber seyahat acentasıyla gemi turuna çıkmışlar. Gemi, kaza sonucu batmış ve gemidekiler ile ıssız bir adaya düşmüşler. Eşi açlıktan ölmüş ve diğer insanlar adamın eşini yemişler. Adama, eşini gömdüklerini söyleyip, albatros avladıklarını ve çorba yaptıklarını söylemişler. Çorbadan adama ikram edip, adama eşinin cesedini yedirmişler. Durumdan şüphelenen adam, elinde silahıyla, bir bot yardımıyla adadan kaçmayı başarmış. Limandaki balıkçılara bu restoranı sormuş. Garsonlardan albatros çorbası rica etmiş ve gelen çorbanın tadına bakıp gerçeği anlamış. Cebindeki silahla orada yaşamına son vermiş. Duyduklarıma inanamadım. Nefes alırken zorlanmaya başladım. Kendimi o adamın yerine koydum; keşke koymasaydım… Olayın etkisi tüm benliğimi sarmışken ikinci şoku Bernal’ın fotoğrafına bakınca yaşadım. Bernal tıpkı sana benziyordu. Bolivya’da çekilmiş son fotoğrafların geldi aklıma. Uzamış saç ve sakalları, yorgun ve sinirli bir yüz ifadesi…

Ben Bernal’i gördüğümde seni gördüm Fişek. Seni çok özlüyorum ve bazen diyorum ki keşke motorla Latin Amerika’yı gezmeseydik. Belki de şu an hayatta olurdun; ama yola koyulmasaydık şu an kıtamız ve tüm dünya seni tanımaz ve adını yaşatmazdı. Ben bunca yıl yaşadım; ama senin için bu dünyada ölüm yok Fişek…

***

Bu öykü, Uşak Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü üçüncü sınıf Güz dönemi derslerinden “Yazılı Anlatım”da ele alınan “Albatros Çorbası” bilmecesi neticesinde kaleme alınmıştır;


Diğer Yazılar

denize çıkan merdivenler

Hemen her konu için betimlemesi, imgelemesi ya da metaforize edilmesi mümkün olan merdiven kavramı; mimari bir terim…

yansıma

Arka kapıyı açık tutuyorsun bir rüzgar veya bir ses girsin diye değil zamanı geldiğinde rahatça kaçabilmek için, tan…

sanat olarak sinema veya yükselteç olarak sinema

23 yıldır sinema seyircisiyim. Gördüğüm yüzlerce film sonrasında sanat sineması ile ilgili görüşlerimi 10 maddede şö…



© Tüm hakları saklıdır. Developped by ordek.co .