© 2022 Tüm hakları saklıdır. Developped by ordek.co .

korku-luk

Ekim 7, 2025
Sema Önen

Paylaş

sence insan her şeyi bilmeli midir?

Mümkün olmadığını bilerek sordum bu soruyu. Bilmek kaygısını değil, her şeyi bilmek kaygısını güttüğüm bir günde musallat oldu arzu ütopyası varlığıma.

Gün tıpkı bu ahmak döngü gibi dönüyor ve döndürüyordu başımı. Kabul edilmiş zamanın içinde dövünüyorduk bir masa ve yüzlerine bile bakmadan sohbet ettiğim 5 kişi. 

Var oluşta yalnız olamamak en azından yalnızlığını kimlerle böleceğini bile seçememek mideme kramplar sokuyordu. Neden bu masadayım ve neden bu 5 kişi muhatap kişilerimdi, tanrı var oluşu neyi düşünerek oluşturmuştu. Bana kalırsa yani ben tanrı olsam böyle olmazdı hiçbir şey. Sihrim ve gücüm çok daha keyifli var oluşun fitilini ateşlerdi.

hakikaten ben tanrı olsam?

Tanrı olmak nasıl bir histi acaba. Sonsuz güç kulağıma müthiş sıkıcı geldi. İşçi bir arkadaşımın Ford kişisinin oğluna dair anlattığı o hikâye çalındı kulaklarımda. Doğrusu müthiş ahmakça bu hikâye ilk kez gücün güçsüzlüğü hissettirdi bana. Bakma, bayılmıyorum yeteri kadar olmadığı için lezzetli olduğu zannedilene. Yine bakma kalbimden ve zihnimden bir zerre bile boktan Ford hikâyesi için harekete geçmiyor. 

Uysal canavar olmayı, tanrı ben olsam diye sormamayı ve yorulmadan yaşamayı seviyorum ben yalnızca. En olanla derdim yok ama en olmak zorunda hissetmeyle derdim hep olacak. Eşitlik veya her ne ise o yeryüzüne bulaşsa senaryosu hep en büyük merakım olarak kalacak.  Yine de boktan hikâyelerle hayat dersi verenlerle karşılaşacak, tanrı ben olsam varsayımı yapacak, daima yorulacağım; ikna olduğum yaşamak kaygısı yüzünden. 

ben hiçbir zaman tanrı olamayacağım!

Geçtiğimiz günlerde, aklımda bir kaygıyla düşmüştüm yola. Kaygıyı unutmaya odaklanırken, tüm odağım kaygı olmuştu. Bu insana özgü beceriksizliğimle çıktığım yolun sonu bir resim kursuna düştü. Duvarlar karakalem eserleri, imge çalışmaları ve zihnin kargaşasının renkleri ile kuşatılmıştı. Ressam olmalıydım dedim. Kalemleri yönlendirmeli, yaratımı tamamlanan eserler üzerine düşünmeliydim, dedim. Ben o gün ressam olamadım. Bir önceki gün de iyi bir şef olamamıştım. Bakılırsa ben hiçbir zaman tanrı da olamayacağım. 

Halledemediğim her çoklu karın ağrımda, ben tanrı olamayacağımın yasını tutmayı öğrendim. Öğrendiğim şey ne olursa olsun, ‘hakikaten ben tanrı olsam’ ifadesiyle başlayan hiçbir varsayım cümlemi değiştirmedi. Zaten ben bildiğimle değişime uğramamış olanım.

değişim ifadesi ile kavgam ne zaman başladı?

Tanrı olmaya, şefliğe ve ressamlığa soyunduğum her gün beceremediğim ve ait olduğum yeri ararken yorgun düştüm. Yorgun düştüğüm günler hep iki şey olur; değişime kapı aralar ve vazgeçerim. İçinde bulunduğumdan vazgeçer, bana ait olmayana soyunurum. 

Üçüncü ve makul bir seçenek yaratamayışım, beni tanrı olmaktan iyiden iyiye uzaklaştırır. Zaten eşitlik dediğim o bilinen imkansızlığı, var oluşa süremeyeceğim gerçeği tanrı olma ihtimalini yüzde yüze baltalamıyormuş gibi bir de makul bir seçenek daha oluşturamamak beni iyice insan kılıyor. Ben de değişimle kavgaya başlıyorum. 6 yılım oldu o minderde, henüz ikimizden biri serilmedi ve pes etmedi. 

saçmalık, korku ve kapanış 

Korku ve kendi çitlerimin içine diktiğim pamuk kalpli korkuluklar yüzünden tanrı, şef ve ressam olmaya akıttığım salyalarımı sildim, ağzımın kenarından. Yazmak ehli de değildim ama bunu yazacak cesareti bulabildim. Kalıp mücadele edene, bildiği ve seçtiğinde sadık olup ehil olmak kaygısı gütmeyene, önüme çıkıp kelimelerime eşlik edene teşekkür ederim. 

Ben de sayenizde ben olmak da kalmak kaygısına düşebildim ama henüz pamuk kalpli korkuluklarımı bahçemden sök-e-medim. 


görsel: Hans Bellmer, “Başlıksız”, 1949.


Diğer Yazılar

döngü

Cehenneme övgü gibi kararan yapraklar,Gelmiyor sonbahar yanıyor orman.Damarlarımdaki akmak istemeyen kanı anımsatıyo…

“Rüzgâr yapacağız diye Mahzuni’ye de ‘Varoluşçu Anadolu Punk’ mı diyelim yani? Mahzuni’yi Mahzuni olarak severiz.”

diyalog: Rifat Özçöllü – Fatih Kesimal Mizahi–nüktedan–lobi aleyhtarı–sinematik–Törkiş blues bestecisi ve şar…

bakın, sandığınız gibi aniden delirmedim – ya da – saksağanlar hakkında hatırlatma

Yağmur yağdığında salyangozlar alelacele çıkarlar toprağın altından. Sağda solda yavaş yavaş ilerlerler ve bazen de …



© Tüm hakları saklıdır. Developped by ordek.co .