© 2022 Tüm hakları saklıdır. Developped by ordek.co .

Etiket: şiir

isa peygamberin 2000. yaş gününde son abdalın dedikleri

ilkin ikinci harfinin silinmesiyle dünyaya geldi ikinci.
bir yok oluş üzerine varoluş yani.

toplaşın, toplaşın.
çok önemli bir soruyla başlayacağız.

kim yazdı ilk şiiri?

ilk insan adem’dir dediler, inandım.
ikinci, bi’ kemiğin yok olmasından havva. inandım.

sonra birkaç bi’ şey daha dediler,
onlar şimdi dursun, ben gelirim.

yeri gelir
hiç utanmam söylerim.

ilk şiiri yazan kim?

matematikçiler hala kanıtlayamadı ama
2 zaten özünde kötü çizilmiş bi’ 1 değil mi.

bir tarafı yamuk,
bir tarafı eğreti yani.

peki ilk bacağımız sol muydu sağ mı.
böyle başladı sağcı solcu kavgası ilkin.

koca koca
puntolarla

sağ bacakçılar vs. sol bacakçılar.
,diye atıldı manşetler o zamanlar.

vaktiyle rtük bunu pek sapıkça bulunca
ivedilikle sansürlediler tüm bacakçılarını yurdun.

sağcılar ve solcular düşman kaldı da
barışmanın yolunu buldu bacakçılar.

tarihi bacakçılar barışması.
onbeş kasım bindokuzyüzelli.

peki ama, kim yazdı ilk şiiri?

-son abdal tam bu noktasında dediklerinin, biraz duraksadı, hayır unutmuş gibi değildi, ama diyeceklerinden fazlasını hatırladı. evde annesinin kurduğu masalar, günde yeşim teyzenin ruh halini etkiliyor, aynur teyzenin dediklerini, selma teyzenin gördüğü ışığın rengini ve alt komşu cemre teyzenin gece kocasıyla sevişip sevişmeyeceğini hele bir dilnur teyze var ki, evde abdalın annesinin kurduğu masa üzerine, italya’ya değil, mısır’a gitmeye karar verdi, önümüzdeki yaz, turla. kısacası yani, nörokimyametafizik bile neden-sonuçtan ibaret. Basit matematik. abdal dediklerine, şöyle devam etti:

yani aslında demem o ki, uyanın.
ikiye gömülü iştahsız bi’ yenilgi var.

üçüncüyü ilan etmenin bile
yollarını bulmuşlar.

ilk şiiri yazan kim?

bir at yarışının ardından
tuttuğun at kaçıncı gelmiş bakarsın.

birinci ata bakarsın.
sonuncu ata bakarsın.

ben’s cat yarıştıysa
e.. bi’ de ona bakarsın.

ikinci gelen doru at yani,
birkaç depar eksik taklidi ilk doru atın.

ortanca çocuğu
üç çocuğun.

istanbul’a ankara gibi,
bi’ denizi yok gibi,

fatih’e ulubatlı hasan gibi,
iyi ama, bi’ köprüsü değil,

yalnız bi’ çeşmesi var gibi.
erkenden ölüm gibi.

bir karıkocanın ikinci ölen kişisi.
müdür yardımcısı. iphone 2.

kim yazdı ilk şiiri?

allah ya 1’dir.
ya bissürü.

hakkı 3tür.
büyük kitapları 4.

imanın şartı 6,
yenişemedi fenerle.

sorarım size alimler
adı ne ikinci peygamberin.

ilk şiiri yazan kim?

-son abdal tam bu noktasında dediklerinin, bi kez daha duraksadı, evet unutmuş gibi değildi, diyeceklerinden fazlasını da hatırlamadı, yutkundu. yutkundu, önündeki kalabalığı hazırladı. sigara içse, oracıkta bi’ tane yakardı, hiç kimse çalışmasa, hiç kimse açlıktan ölmezdi, güreşken bi horoz, güreşken ve horozdur o kadar, şöyle devam etti:

ama demem o ki,
iki birden erotiktir.

sapmışlık, sapıtmışlık, kapı kilitleri,
gece perdeleri çekmeler, karanlık.

iki, yaratırken iyiyi,
iki, iyiye kötüdür.

ama iyi olmak, özünde,
iyi bi’ nedendir iyi olmak için.

bir üremeye sevişmek vardır,
iki sevişmek için sevişmek.

eksik bir taklit yani,
eksik yerlerinde oldukça fazladır.

futbolu bir İngilizler,
ikinci Brezilya bulmuştur.

iki seks fazladır bir seksten, ve zaten,
ulubatlı hasan da daha seksidir Fatih’ten.

ben yazdım
tüm ikinci şiirleri,

ama nolur söyleyin kim yazdı ilk şiiri?

bunu bilmemekte bir sır var.
bilmemek ikilik barındırır.

ve allah birdir peygamber iki.
peygamber olmadan allah mı olurdu.

işte en can alıcı fleksi secdede bir yetimin,
allah bile değil kimsesiz ben gibi.

insansız allah’ı,
kim ne yapsındı.

ikinci gelen spermde yok olmak kadar,
yok edicilik de var, gördüm.

ama ilk şiiri kim yazdı?

ilk emirler iner gökten,
yeme elmaları.

üzerine sohbetler vardır,
yesek mi elmaları.

yani ilk sesler nerden baksan,
amaç odaklıdır.

ilk hanginiz bıktı söylesin.
hangi sapkın yalan yanlış dizdi kelimeleri.

gördüm,
gördüm.

ilk şiiri yazanda ikilik vardır.
bu ikilikte insanlığım…

nolur söyleyin
bak içim gidiyor

ilk şiiri yazan kim?

görsel: Charles Ray, Plank Piece I, 1973.

çiçek apartmanı

çiçek apartmanında güneş hep. 
salondan doğup
balkondan batar.
ve her saat
başka bir hikayeyi çağırır çiçek apartmanında.

çiçek apartmanında ezanlar hep.
üçbir ağızdan okunur.
kurtuluş, kardeşler ve hacı ayşe camiinde
nağmeci müezzinler.
tecvit yarışındadır çiçek apartmanında.

çiçek apartmanında sabah sekizler hep.
hazırolda törenlerle karşılanır.
istiklal marşı için liseliler
bir dakikalığına.
sevdiklerinin ellerini bırakır çiçek apartmanında.

çiçek apartmanında gel de sabah erken kalkma.
efendiler var ya.
çiçek apartmanı insanı adam eder.
itin kopuğun yeri yoktur çiçek apartmanında.

çiçek apartmanında on iki numara
yan komşum güzeller güzeli mira.
alt katta doktor marta
ve yönetici leyla
hanım. italyan liseli
eski türkiye bankacısıdır çiçek apartmanında.

çiçek apartmanında salonun tam ortasında
antika bir mangal.
içinden halıya dökülen mosmor
telgraf yapraklarıyla.
koltuğumda ben. arkama yaslanmış.
ve sürekli bakışıp durduğum
viktoryalı iki leydi. karşımda. şapkalarıyla.
ve kurtuluş caddesinin esrarlı sesleri
düşer canıma çiçek apartmanında.

çiçek apartmanında bir abdal.
dert çeker.
yalnızlık güzeller.
ölümlerini düşler.
en güzel çağında.
kadınlar gelir geçer
en güzel çağında.
ama beşyüzdolarlık avizeler
ışığında en güzel çağında.
kadınlarla yattığı yetmez.
bir de inanması gerekir
kadınlarla yattığına.
bir abdalın çiçek apartmanında.


görsel: IN by Benjamin Donaldson, Ottilie Leete, and Lisa Kereszi

çok amaçlı salon

Muhteşem bir yerden bahsedeceğim sizlere
-buyrun içeri buyrun-
Sayın beledello başkanımızın destekleriyle kurulan
İnşaatında bolca cüce çalıştırıp
Nasıl yapılmadığını anlatamasınlar diye sonradan
Gizli veya alenen- ne yazık ki- öldürdüğümüz
Çok amaçlı salonumuz
Tüm kapı, tablo, gözlük çerçeveleri
İnsanlık tarihi boyunca kullanılan metallerle
Sırasıyla
Ehem, bezeli
Cumartesi günleri aş, konuk, cem evi olarak kullanılan
Sırasıyla
Pazar resitaller verilen
Efendime söyleyeyim
Hayır size demedim kapatınız kapıyı
Burada efendim kalır
Şu aralar biraz huysuz kendisi
Tam teşekküllü bir operadır aynı zamanda-
Cuma günleri cami
-şu koridordan devam edelim-
Kompakt bir minaresi mevcuttur
Tek tuşla kolayca açılıp kapanabilen
Buyrun göstereyim bakınız
klik
rkırkrkırkrkırk...
psss
Bunlar minaremizin dişlileri
Çok kıymetli Hollandalı bir mimar ahbabımız tasarladı
Aynı şekilde dışarıdaki çardakları da
Perşembe günü yoktur efendim salonumuz ne yazık ki
Varlık sahnesi kapalıdır o gün
Çarşamba sonsuz odası olan bir otel
-sağdan lütfen-
Bir, iki, üçdörtbeş yıldızlıdır
24 saat açık barlar, premium hizmet
Yalnızca kimi zaman oda değiştirmeniz talep edilebilir
Nadiren
Salı bir dehliz tüm günleri birbirine bağlayan
Mecburen
Pazartesi günü ise dünyaca meşhur bir sirk
Ne yazık ki filimiz Bobo doğum yaparken
Çeşitli komplikasyonlar yaşadı
Geçtiğimiz perşembe günü
Rotasyondan çıkarmak zorunda kaldık
Hamileyken ısrarla devam etse de
Hem onun hem de bebeğin sağlığı
Yönetimin her daim birinci önceliği
O yüzden lohusa süreci boyunca
Bobo olmayacak
O yüzden gösteri normalden
42 saat kadar kısa sürüyor
Lakin insan yutan ateş, çift başlı kartal
Ve tüm Mezopotamya tanrıları
Hala izleyicilerini bekliyor
Gördüğünüz üzere salonumuz her ihtiyaca
Her an hazır olacak şekilde tasarlandı
Her an
Ortadoğu'nun en büyük aynası
Yine tesisimizde bulunmakta
O kapı rasathanemize çıkar
3800 rakımlık
Çok yamaçlı salon
En büyük lensi 6 metre çapında olan
Teleskopumuz şu an inşaat halinde
Bitseydi birlikte bir Andromeda yapardık
Lakin kısmet değilmiş
Bir dahaki sefere diyelim
Hediyelik eşya dükkanımız ise
Başlı başına bir odak olsun istedik
Bu sebeple salonun kendisi dahil
Gördüğünüz, göremediğiniz her şeyin
1:1 ölçekte minyatürleri mevcut
Biblolar, magnetler, kartpostallar yine sol tarafta
Bazı misafirlerimiz 3. derece yanık geçirdikleri için
Bazı kartpostalları koleksiyonumuzdan çıkardık
Lakin hala özellikle San Tropez'in çok güzel
Kartpostalları mevcut
Onlara da istediğiniz gibi bakabilirsiniz
Eğer iletmek istediğiniz bir görüşünüz varsa da
Dilek ve şikayet puzzle'ımız karşı duvarda
Sizler gelmek üzeresinizdir
Hatta şu pıtı pıtı ayak sesi
Size ait zannedersem hanımefendi
pıtı pıtı
Ben müsaadenizi istirham ediyorum
Hoşgeldiniz

görsel: Sonsuz Ev, 1950, Frederick Kiesler

https://www.archdaily.com/126651/ad-classics-endless-house-friedrick-kiesler

https://www.e-skop.com/skopdergi/sonsuzluk-ve-indirgeme-frederick-kieslerin-sonsuz-evi/1956

pipim

Göstermem yakışık almaz
Buyrun anlatayım:
Pipimin en tepesinde küçük bir pusula bulunur
Erekte olduğumda tam yere paralel olur bu pusula.
Bunca yıldır bir kez olsun saptığını görmedim.
Bakır bir menteşeyle tutturulmuştur
Küçük bir kapağı,
Kapağının üstünde hünerli işlemeleri.
Bir kartalın engin vadiler üstünde süzülüşü resmedilmiştir.
1674 tarihinde
İstanbul’un Ermeni bakır ustaları yapmıştır.
Biraz aşağıya indiğimizde
Baş kısmının ipek bir kılıfı vardır.
Acil durumlarda bu kılıf,
Tepedeki ip çekilerek sıkılaştırılmak suretiyle
Kondom olarak kullanılabilir.
Kenarları dantellidir.
Şaftın etrafı zümrütlerle çevrilidir.
Bu zümrütler dönemin Mısır hükümdarının armağanıdır.
Zümrütlerden en küçüğü
Saat yönü tersine 90 derece çevrilirse
Şaftın alt kısmından mekanik bir tık sesi gelir.
Bu bölgeden özel bir dolma kalem çıkmaktadır.
Dolma kalemin yokluğu ereksiyonu bir miktar zorlaştırsa da
İkisine aynı anda ihtiyaç duyduğum pek nadirdir.
Dolma kalemin etrafı yine değerli taşlarla çevrilidir
Lâkin
Bu taşlar yeşil zümrüt değil kızıl elmaslardır.
Forbes’un “Most Valuable Artifacts of 21st Century” raporunda
Bu dolma kaleme
270 milyon dolar değer biçilmiştir.
-kuru gürültü-
Sol hayanın gözler ve ağzının yanı sıra
Kendine ait bir sindirim sistemi de mevcuttur.
Genelde kadife lacivert bir ceket giyer.
Çok büyük bir Wes Anderson hayranıdır.
Biraz boş konuşur.
Sağ hayam ne yazık ki bir sabah uyandığımda gitmişti.
Zümrütlerin içinde şarkı söyleyen peri kızlarıyla anlaşamıyorlardı.
Doğrusunu söylemek gerekirse
Benimle de çok iyi anlaşamazdı.
Ancak açık konuşacak olursam,
Kızgınlık veya kırgınlıktan gittiği fikrini
Bir türlü kabul edemiyorum.
Sağ hayamın ailesinde definecilik geleneği vardı.
Doğu Beyazıt’ta kovaladıkları o işte
bir gelişme olmuş olacak mutlaka.
Yoksa sinirlenip bir gece dönüp gidecek biri değildir.
Kazı ekipmanları, kafa lambası da gitmişti ayrıca.
Ne var ki define işi pis iştir.
İki kuzeni kaybolmuş, abisi ise aklını yitirmişti.
Bizimki yine durmaz,
Anasının yalvarışlarına aldırmazdı
Definecilik bir yangın olmuş sarmıştı her yerini.
Yıllar yıllar önce Lübnan’da yaşadıkları bir macerayı anlatırken
Gözlerinin içi ışıldardı.
“Öyle normal lahit değil ha!”
Derdi.
“Nereden baksan 40-50 ton kayanın içinde.
Benim belim güçlüdür
Gel gör ki bizim Kirkor bir deri bir kemik.
Mecbur gittim yakındaki bir köye.
Önceki gün barbutta
Ne kadar şarap, sigara kazandıysam
Hepsini köylülere verdim.
Gece gündüz demeden vurdular kazmayı.
4. gün hava ağardı ağaracak
Bir kazma küçücük bir çatlak açtı lahitin içine.
Güzel kokularla beraber.
Bir mırıltı sardı ortalığı.
Herkes birbirine bakıyor.
Bir kadın sesi aramızda geziniyor
Çok uzun yıllar önce unutmuş bir melodi
Mırıldanıyor da mırıldanıyor.
Sesi de öyle güzel ki namussuzun
İpek gibi
Süt gibi.
Şanssızlıktır dediler
Ruhtur, peridir dediler
Cadıdır, tanrıdır, hayalettir
Cindir, şeytandır, dabbedir dediler.
Biri yılandır dedi
Biri rüzgardır
-En çok da o korktu haa-
Ne dediysem dinletemedim.
Kalan üç dört paketi elime tutuşturup
Koşa koşa uzaklaştılar.”
Ee derdim ben de
“Ee? Sonra ne oldu?”
“Ee’si yok.
Jandarma geldi dağıttı bizi
Sigaralarımı da aldı.
Lahitin içinden 50 milyonluk tarihi eser çıktı
İngiltere’de sergileniyor şimdi
Namussuzum
Gün gelecek orayı da yağmalayacağım.
Yağmalamazsam namerdim.”
Derdi.
Selametlik.

fotoğraf: flowers paradise series by Nobuyoshi Araki



© Tüm hakları saklıdır. Developped by ordek.co .