ağrımasını istemezdim omuzlarımın bin derdin hükümdarı olmak da cabası ve ne yazık ki sadığım hepsine kafamdaki yerleri belli tilkilerim istemez onları bilirim zalim demişti sana o ses şimdi sessizlik hakim bahçeme bir sanrıya ihtiyacım var yakın tut kendine o sarmaşıkları bir akşam sıcaklığınla yatışacaklar ve o masalın kehaneti içine işleyecek; ‘en tozlu kitapların arasında bekleyen kısa minik bir öykü ve düş kapanına yakalanmamak için çaresizce kaçan korkak bir kabus yollarınız geceyle kesişecek bir fısıltı duyarsanız eğer onu anlamaya çalışmayın lütfen gündüzün oyununa gelmeyin ve güneşe aldanmayın çünkü öykü hiçbir zaman okunmayacak kabus o kapana yakalanacak gözlerden kaybolmak adına kötülüğün en büyüğü yapılacak sıraya dizilmiş bu kelimeler hiçbir anlam ifade etmeyecek ve bunu yazan bile bilmeyecek gözlerden sakınanın hangi derdin hükümdarı olduğunu’