serbest piyasa & siyasal İslam düetinin iki desteyi aşkındır süregelen kader planına boyun eğmeyenlerin ufacık bir parçası olma gururlu, kimi zaman çaresizliğe yol açıyor. Depremler ve bile isteye öldürülen on binler karşısında beliren işe yaramazlık hissinin doğurduğu boşlukta Sirenler giyotin çağırıyor. Ömrümüzün iki destesini p*ç edenlere bakıp Marat gibi “yüz bin kişinin kellesini” istemek veya Kemal gibi “ihtimal bazı kafalar kesilecektir” demek pekâlâ içtenleşebiliyor. Yine de öfke, duygudaşlık kurmanın imkânsız olduğu acı ve korkuya, kayıp ve ölüme mesafeli bakıştaki şaşkınlığı gizleyemiyor. Mesafeden ve hissizleşmekten utanma duygusu tek başına utanç verici bir hal alınca akılsızlığın en bilinçli ve gerici sürümünün yol açtıkları karşısında kişi en iyi bildiğine, güvenli bölgesinin uyuşturuculuğuna sığınıyor. acıyı tam anlamıyla hissedememenin ve algılayamamanın sızısı, bizzat deneyimlenmiş üzüntülerin eşlikçilerini davet ediyor. Böylece geçmişte yoldaşlığından memnun kalınan, melankoliyi harlayan Low Roar’un aynı adlı albümüne varılıyor;
baştan sona zarif bir işitsel izlek sunan ve adının hakkı verecek şekilde alçak ve ölçülü kükremeler içeren albümde özellikle Because We Have To’nun naifliği ile Tonight, Tonight, Tonight’ın sancılı zarafetine kulak vermeli,
– verildi. distorsiyonla deforme edilmiş tırmıklı seslerle kapanan albümün ardından “acaba Low Roar şu sıralar neler yapıyor” merakına kapılırken grubun kurucusu, solisti, her şeyi Ryan Karazija’nın ölüm haberi ile karşılaşılıyor. 29 Ekim 2022’de ölmüş, zatürreden… Göç olgusunun tersyüz edilmiş haliyle California’dan İzlanda’ya geçen ve elektronik/post rock çalışması Low Roar’ı başlatan Karanzija’nın, incemsi bir hastalık neticesinde ölümü, hassas ruhlarda duygudaşlık ve özdeşleşmelere yol açan hassas sesine uygun gibi – ve bu durum son derece uygunsuz sanki. Low Roar sonlanırken buna duyulan hüznün tanıdıklığı, bir türlü tanıdık olunamayan kitlesel gözyaşları ve acı akla geldiğinde daha da uygunsuz geliyor- hatta ayıp hale!..
yine de, hemen herkesin başkalarının acılarından beslendiği, onları devşirdiği illüzyon/simülasyon çağında kişinin yalnızca kendi acılarından beslenmesi daha tutarlı, sağlıklı geliyor tırmalanmış kulağa – hatta etik hale! Cromwell görse – kim bilir – gurur duyardı belki benimle. en nihayetinde, low roar ölmüş, utanmış bense…