Danışman: Emre DOĞAN
Tarama: İsmail Akbal
İllüzyon nedir?
Çabasız bir çabayla ‘yanılsama’ olarak tanımlanabilir bu kavram. Duyularımızın yanlış değerlendirilebilecek izlenimler elde etmesi. Kaçınılması gerekilen bir sıkıntı, bir dezavantaj ve/veya delişmen bir oyun.
Baudrillard fevkalade sık kullanır bu kavramı, sürekli olarak ‘sanatın illüzyonlarını yitirmesi’nden bahseder: Sanatın illüzyon yaratma gücünü yitirmesi. Mükemmelleştirilen, kusurlarından arındırılan, bir satranç tahtası gibi düşünülerek bir matematik işlemi gibi hesaplanan ‘sanat nesnesi’nin estetik deflasyonuna uğraması. Artık sadece bir görüngü, bir imaj veya bir nesneden ibaret olan ‘şey’in sanatsal doğasına bir müdahale. Sanat eserinin kusur hakkının elinden alınması.
Kusur nedir?
Kusur, çok basitçe ‘eksiklik’tir. Tüm ‘şeyler’in yaratıcı bileşeni, duvarı oluşturan gerekli boşluk, eşyanın doğasındaki hata, moral bozukluğu ile inşa edilen kültürün oyunudur. Eksikliktir işte! Eksiklik ise insanın özündedir. Kusur, özdedir.
Kusur illüzyonu var eder. İllüzyon, sanat eserinin yaşam gücüyse, kusur bunun gerekli kafa karışıklığıdır. Baudrillard’a göre kafamız karışamaz çünkü artık sanat eserinin illüzyonu yoktur. Bu durum, sanat eserinin algılanımında gözden (bakıştan) beyine (imgeleme) giden patikanın kaybolması, sanatın ‘a posteriori’den ‘a priori’ye açtığı yolun tıkanması, bu ikisinin ayrı düşmesidir.
‘Kusur Hakkı’ isimli bu sergide bir sanat dalı olarak ‘fotoğraf’ pek çok tür ve alt-türüyle ifade edilmeye çalışılmıştır: Mimari, portre, minimal, self-portrait, doğa, soyut, sokak, terk edilmiş mekan ve nü. Amaç, kusursuz fotoğraftan kaçınmak, kafa karışıklığı yaratmak, studium işler üretmektir. Estetik geri planda, anlam ön plandadır.
Bu sergide kendine yer bulan fotoğrafların hepsi -model veya marka fark etmeksizin- dijital fotoğraf makineleriyle veya akıllı telefonlarla üretilmiştir. Bilgisayar temelli manipülasyona hiç yer verilmemiş, fotoğraflara ‘sonradan’ müdahalede bulunulmamıştır. Üretilen fotoğrafların baskısı alınmış, baskı taramaya verilmiş, fotoğraflar sergilenmeye hazır hale getirilmiştir. Bu sergide dijital bir kozmosta -çaresizce- analog bir görme ve düşünme alanı açılmaya çalışılmıştır.
Sergilenen tüm fotoğraflar ‘kusur’ sahibi işlerdir ve sanat eserinin insani boyutu olan kusurun yaratacağı illüzyon hedef alınmaktadır.